Yesim Ersavaş

Yolculuğunuz Nasıl Geçiyor?

Yaşamımıza her gün yeni bir şeyler katıyoruz, aynı bir ressamın boş tuvalini renklerle süslemesi gibi. Aslında hepimiz dünyaya boş bir tuvalle geliyoruz. Yaşam yolculuğunda ilk çığlığımızı attığımız o gün, elimize türlü renklerde boyalar ve fırçalar veriliyor. “Bunları al ve hayatının sonuna kadar, son nefesini verene kadar tuvalini istediğin gibi boya” deniliyor.

yolculugunuz-nasil-geciyorBiz de doğduğumuz andan itibaren başlıyoruz tuvalimizi boyamaya. Kimileri en mükemmel resmi çizebilmek için başkaları ile yarışıyor. Kimileri ne çizeceğini bilmeden, isteksizce hayatını boş bir tuvale bakarak geçiriyor. Kimileri ise sadece içinden geldiği gibi boyuyor tuvalini, mükemmel olmasını beklemeden, keyifle, anın güzelliğini hissederek ve içine çekerek.

Yaşamında mükemmel resmi arayanları bir düşünün. İşleri ne kadar zor, ne kadar yorucu olmalı. Her zaman her şeyin en iyisi olsun diye uğraş veriyorlar. En doğru rengi bulmak uğruna boyaları birbiriyle öyle karıştırıyorlar ki, ortaya çıkan renk, elde etmek istedikleri renkten gittikçe uzaklaşıyor. Böyle durumlarda daha da hırçınlaşıp, ne yapıp edip en iyisini bulmalıyım diye kendilerini yorucu, yıpratıcı bir arayışın içinde buluyorlar. Peki ya sonra ne oluyor? Bitiyor mu? Tabii ki hayır hep daha iyisinin arayışı içinde koşmaya devam ediyorlar, sonunda en iyisi bulunuyor mu? Orasını bilemem, bugüne kadar arayıp da mükemmeli bulan var mıdır sizce? En iyiyi bulmak uğruna kaç tuval, kaç boya ve fırça harcanmıştır kim bilir?

Peki ya ne çizeceklerini bilmeden boş tuvale bakanlar? Hayattan ne istediklerini bilmeyen, sudaki bir yaprak dalı gibi kendilerini akıntıya bırakmış gidenler. Nereye kadar böyle devam ediyorlar dersiniz? Akıntının hızlandığı ve bir şelaleden aşağıya düşecekleri an akılları başlarına geliyor mudur? Düşmeye başladıklarında akıllarından keşkeler, pişmanlıklar, başkalarını suçlamalar, bir şansım daha olsaydı diye yakınmalar eksik olmuyordur sanırım.

Gelelim tuvalini içinden geldiği gibi boyayanlara. Mükemmeli bulma endişesi taşımadan, çevreden gelen eleştirilere aldırmadan, bildikleri gibi keyifle yol alanlara. Sonuçta ortaya çıkaracakları resim nasıl olursa olsun, kendileri ile barışık olan ve risk aldıkları yol boyunca keyif dolu bir macera yaşayanlar bana göre en mutlu insanlar.

Unutmayalım, ne zaman doğacağımıza biz karar vermedik, öleceğimiz tarihi de bilmiyoruz. Oysaki doğum ve ölüm arasında kalan, yaşadığımız her dakika, her saniyenin kontrolü tamamen bize ait. Bu süreyi nasıl değerlendireceğimiz tamamen bize ve tercihlerimize bırakılmış.

Yaşam yolculuğu boyunca tuvali boyarken alınan keyif mi, yoksa resim bittiğinde tuvalde ortaya çıkarılan mükemmel eser mi daha değerli diye sorsam? Siz hangisini tercih edersiniz? Sizce yol boyunca kim daha özgür ve kim daha mutludur?

Gelelim sizin tuvalinize. Siz bugüne kadar tuvalinizde ne kadar yol aldınız? Bu yolculuktan keyif de aldınız mı?

Hayat çok kısa ve değerli. O yüzden yapacağınız bu yolculukta merakınızı besleyen maceracı ruhunuzu kaybetmeden, deneyimlerinizden öğrendiklerinizle mutlu olarak, her anı dolu dolu yaşamaya bakın…

Sevgiyle kalın.

 

Post a Comment