Author: yesim

Yaşamımıza her gün yeni bir şeyler katıyoruz, aynı bir ressamın boş tuvalini renklerle süslemesi gibi. Aslında hepimiz dünyaya boş bir tuvalle geliyoruz. Yaşam yolculuğunda ilk çığlığımızı attığımız o gün, elimize türlü renklerde boyalar ve fırçalar veriliyor. “Bunları al ve hayatının sonuna kadar, son nefesini verene kadar tuvalini istediğin gibi boya” deniliyor.

Natürmort resim çizmeyi seviyorum. İlk defa orijinal resmi gördüğümde hemen çizmeye karar verdim. Renkler ve meyvelerin bu kadar canlı durması beni cezbetti. Daha önce resmini yaptığım siyah üzümlerle kıyasladığımda, bu resimde daha rahat çalıştığımı fark ettim. Resimden bakarak çizmeme rağmen,

Psikologlar öğrenilmiş çaresizlik ile ilgili bir pire deneyi yaparlar. Önce pirenin normal şartlarda ne kadar zıpladığını araştırırlar. Pirenin doğal koşullarda 50 cm zıpladığını görürler. Ardından pireyi yüksekliği 30 cm olan cam bir kavanoza koyarlar ve kavanozun ağzını kapatıp, alttan ısıtırlar. Kavanoz ısındıkça, pire de ısınır ve zıplar, zıpladıkça kapağa çarpar. Pire, bir süre sonra kapağa çarpmamak için 29 cm sıçramaya başlar ve düşer. Pire kavanoza çarpmamak için 29 cm sıçramayı alışkanlık haline getirdikten sonra kavanozun kapağını açarlar. Sonuç ilginçtir. Pire kapak olmadan önce 50 cm zıplarken artık 29 cm zıplamaktadır. Pire bu deneyle 29 cm' den fazla sıçrayamayacağını öğrenmiştir.

Kırmızılar içindeki bu kadını çizerken özellikle yüz bölümünde biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim. Hem yüz hatları, hem de ışığın yan cepheden yüzüne vurması beni çizim esnasında biraz terletti. Sonra yüz ifadesini bire bir aynı yapma fikrinden vazgeçip, benim belirlediğim yüz hatları