Yesim Ersavaş

HAREKETE GEÇİN

harekete-gec

İlk yazımda söylemiştim, hayatınızın sihirli anahtarını elinize alın, artık değişme zamanı. Önünüzde sizi değiştirecek, hedeflediğiniz siz olmaya doğru adım attıracak sırayla pek çok kapı olduğunu hayal edin. Elinizdeki sihirli anahtar tüm kapıları açabiliyor ve siz her kapıyı açtığınızda farkındalık kazanıp, zaman içinde değişiyorsunuz. Nasıl kulağa hoş geliyor değil mi? İşte size anahtarınızı ilk defa kullanma şansı: İlk kapımız “Harekete geçmek”

Uzun zamandır yapmayı isteyip de ertelediğiniz bir durumu düşünün. Bu durum, iş yeri için hazırlamak zorunda olduğunuz bir rapor, uzun zamandır okumak istediğiniz bir kitap, bekleyen ev işleri, yatırılması gereken faturalar, onarılması gereken aletler gibi pek çok şey olabilir. Aynı zamanda iş veya özel yaşantınızdaki ilişkilerinizde sorunlar yaşadığınız ve aramaya çekindiğiniz biri de olabilir. Şimdi ertelediğiniz ve sizi rahatsız eden bu durumun üzerinizde yarattığı duyguyu, 1 ile 10 arasında bir ölçekte değerlendirin, kaç puan verirsiniz?

Hepimiz üstümüze düşen görevleri vaktinde yapmak, kabul görmek, başarılı olmak, sağlıklı ilişkiler kurmak isteriz. Ancak bu konuda çok fazla gayret göstermeyiz. Her şey kendiliğinden olacakmış gibi düşünürüz.Yaşanan sorunların temelinde, kişilerin harekete geçme konusundaki isteksizliği yatar. Harekete geçmek konusunda çaba harcamadığımız sürece nasıl bir değişim bekleyebiliriz ki? İstediğimiz sonuçlara nasıl ulaşabiliriz?

Peki harekete geçme konusunda sizi tutan şey ne?

Danışanlarımdan bu soruya aldığım cevaplardan bazıları şöyle:

Örneğin rapor hazırlamayı erteleyen danışan: “Raporu çok iyi hazırlamalıyım, hatasız olmalı, bu nedenle defalarca kontrol etmem gerekiyor ve bir türlü istediğim gibi olmuyor”

Kitap okumaya vakit bulamayan danışan: “Şu an daha önemli işler beni bekliyor, sonra nasılsa okurum”
Bekleyen ev işleri, yatırılacak faturaları, onarılacak ev aletleri vb olan danışanlar: “Nasıl olsa daha zaman var, bir ara yaparım”
İlişkilerinde sorun yaşayan danışan: “Aradığımda ya beni yanlış anlarsa, ya reddederse?”

Harekete geçip, yanlış yaptığınızı düşünmekten daha kötü olan şey, harekete geçmeyip, doğru yaptığınızı düşünmektir.

Özellikle ilişkilerde harekete geçmek, sizin niyetinizin olumlu bir adım olduğunu hem kendinize hem de karşınızdaki kişiye hissettirmeniz ile ilgilidir. Harekete geçmek hem sizi hem karşınızdakini değiştirir. Sarf ettiğiniz bu olumlu enerji sayesinde kimse artık eskisi gibi olmaz. Harekete geçmek, taktığınız sivri köşeli gözlükleri bırakıp, karşınızdakine daha renkli, daha yumuşak köşeli çerçevelerle bakmaktır.

Harekete geçtikten sonra yaşadığınız olumlu değişim sayesinde kendinize daha fazla güven duyarsınız. Bu hareket sizde domino etkisi yaratır ve bir sonraki adımlarınızı motivasyonunuz yüksek bir şekilde atarsınız.

Hemen bugün harekete geçin, bu size göre küçük bir adım olabilir, hiç önemli değil. “Harekete geçmek” fikri bile insanın yüreğini ısıtıveriyor değil mi? Siz de hissedebiliyor musunuz?

Harekete geçtikten sonra durumu tekrar bir değerlendirmenizi isteyeceğim, eylem sonrası duygunuzu 1 ile 10 arası ölçekte değerlendirirseniz kaç puan verirsiniz?

Bu sizin ilk adımınız olsun, unutmayın elinizde sihirli bir anahtar var ve bu anahtar istediğiniz tüm kapıları açabiliyor, tabii ki siz açmak isterseniz.

Yakında bir başka kapının önünde buluşmak dileğiyle.

Anahtarınızı yanınızda getirmeyi unutmayın.

Sevgiyle, sevdiklerinizle kalın.

 

Post a Comment