Yazılarım

Yaşamımıza her gün yeni bir şeyler katıyoruz, aynı bir ressamın boş tuvalini renklerle süslemesi gibi. Aslında hepimiz dünyaya boş bir tuvalle geliyoruz. Yaşam yolculuğunda ilk çığlığımızı attığımız o gün, elimize türlü renklerde boyalar ve fırçalar veriliyor. “Bunları al ve hayatının sonuna kadar, son nefesini verene kadar tuvalini istediğin gibi boya” deniliyor.

Psikologlar öğrenilmiş çaresizlik ile ilgili bir pire deneyi yaparlar. Önce pirenin normal şartlarda ne kadar zıpladığını araştırırlar. Pirenin doğal koşullarda 50 cm zıpladığını görürler. Ardından pireyi yüksekliği 30 cm olan cam bir kavanoza koyarlar ve kavanozun ağzını kapatıp, alttan ısıtırlar. Kavanoz ısındıkça, pire de ısınır ve zıplar, zıpladıkça kapağa çarpar. Pire, bir süre sonra kapağa çarpmamak için 29 cm sıçramaya başlar ve düşer. Pire kavanoza çarpmamak için 29 cm sıçramayı alışkanlık haline getirdikten sonra kavanozun kapağını açarlar. Sonuç ilginçtir. Pire kapak olmadan önce 50 cm zıplarken artık 29 cm zıplamaktadır. Pire bu deneyle 29 cm' den fazla sıçrayamayacağını öğrenmiştir.

140201train_cruise01lSaatte 320 km hızla giden bir trende seyahat ettiğinizi düşünün, camdan dışarı baktığınızda gördüğünüz muhteşem bir göl manzarasının tadını ne kadar çıkarabilirsiniz? Hayatı da aynı hızla mı yaşıyorsunuz? O zaman bu acele neden? Nereye yetişmeye çalışıyorsunuz?